İstanbul’da nerede balık tutulur, İstanbul’da nasıl balık avlanır sorularına cevap vermeden önce, balık avcılığında en önemli konunun keşfetmeyi sevmek ve bilmek olduğundan bahsetmeliyiz. “Benim bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir.” mantığından yola çıkarak, arayış içerisinde olup balıkları gözlemlemek, yeni yerlerde farklı ve yeni teknikler denemek, balıkçılıktaki başarımızı büyük ölçüde arttıracaktır. Balık, belli şartlanmaları olan ve belli koşullarda cevap veren, aslında çok da karmaşık tepkileri olmayan bir canlıdır. Balıkla satranç oynamamız gerekmiyor ancak bu basit şartlanmaları da göz ardı ederek avlanmanın, avcılığın verimini ciddi ölçüde düşürdüğünü unutmamalıyız.
İstanbul’da Balık Nerede Tutulur, Nasıl Avlanır?
İstanbul coğrafi yapısı ve tipografisi nedeniyle, oldukça farklı disiplinlerde farklı türlerdeki balıkları yakalayabileceğiniz bir bölgedir. Kıyıdan avlanabileceğiniz plajlar, kayalık yüksek kıyılar, yol kenarı yüksek bant kıyılar, mendirekler ve birçok liman bulunmaktadır. İstanbul içerisinde avlanırken, tek bir olta takımıyla yukarıda bahsi geçen alanların hepsinde ve her tür balığı yakalamak tabii ki mümkün değildir. Farklı alanlarda farklı disiplinlerde avlanmak farklı olta düzenekleri kullanmayı gerektirecektir. Bu bakımdan bu konuyu detaylandırırken alttaki başlıklar altında incelememiz, oluşabilecek kafa karışıklığını ortadan kaldıracaktır.
İstanbul’da Kıyıdan Surfcasting Avcılığı
İstanbul içerisinden geçen boğaz sayesinde, Surfcasting takımlarıyla yapılan avcılığa son derece uygundur. Pratikte yapılan iş, tam anlamıyla surf casting olmasa da, bu bölgelerde amaca en uygun hizmet eden düzenekler surfcasting kamışları ve makineleridir. Boğaz mıntıkasında, ilkbahar-sonbahar arasında, genellikle çapari takımlarıyla istavrit avı yapılmakta olup, ağustos ayı sonunda lüferin göçünün başlamasıyla ilk başta yemli takımlarla, su soğumaya başlayıp balık kanalın derin ve sıcak suyuna indiğinde “kurşun arkası maket balık” şeklinde tabir edilen ve boğaza özgü avlanma yöntemiyle verimli avlar yapılabilir.
Gerçek anlamda surfcasting deneyimi yaşamak isteyenler için Karadeniz Kıyısı ve İstanbul’un batısında kalan Marmara Kıyıları (Büyükçekmece’den Tekirdağ’a kadar olan kısım) fazlasıyla tatmin edici avlar yapmanıza olanak sağlayabilir.
Karadeniz’de, Karaburun kıyısından kuzey batıya doğru gidildiğinde, Ormanlı sahiline kadar, kıyıdan surfcasting avcılığına çok uygun ve çok sakin harika plajlar bulabilirsiniz. Bu alanlarda, mevsimine göre kalkan, lüfer, eşkine, minakop gibi balıklar avlanabilmektedir.
İstanbul’un batısında kalan Marmara Kıyıları da aynı şekilde mevsimine göre surfcasting disiplininde avlananlar için oldukça verimlidir. Balık çeşitliliği, Karadeniz’e göre daha fazladır. Mevsimine göre lüfer, levrek, mırmır, karagöz, eşkine ve yanında birçok türü bu disiplinle kolaylıkla yakalayabilirsiniz.
İstanbul’da Kıyıdan Spinning Avcılığı
Son yıllarda spinning disiplininde kullanılan malzemelerin daha kolay ulaşılabilir olması ve çeşitliliklerinin artmasıyla, spinning disiplininin takipçileri yıldan yıla katlanarak büyümüştür. İstanbul da spinning disiplininin ana hedefi lüfer balığıdır. Ancak lokal ve mevsimsel olarak levrek balığı da hedefe dahil olmaktadır. İstanbul’da levrek azımsanamayacak kadar fazla olmasına karşın tekne trafiği, gürültü ve aşırı ışıklandırma nedeniyle zaten ürkek olup daha da ürkekleşen bu balık, diğer yerlerde olduğu gibi kolaylıkla avlanılamamaktadır. Son yıllarda LRF disiplininin de Spinning’e eklenmesiyle, bu disiplinde avlanılan balık türleri de oldukça fazlalaşmış, eşkine, karagöz, iskorpit gibi taş balıkları da bu disiplinle avlanılabilir hale gelmiştir. Spinning disipliniyle levrek ve lüfer avcılığı ilk olarak Karadeniz’de başlayıp sonrasında boğaz kıyılarında ve akabinde Marmara denizi içerisinde devam eder. Lüferin yoğunluğu nedeniyle izlediği yol bilinirken, levreğin izlediği yol hala tartışma konusudur.
Plajlarda veya müsait kıyılarda özellikle karşıdan esen rüzgar ve köpüklü dalga kombinasyonu spinning avı için oldukça elzemdir. Özellikle şiddetli fırtınaların arkasından düşmekte olan rüzgar takip edilirse başarı ciddi ölçüde artacaktır. Bu tarz havalarda atış mesafesi düşmekte olmasına rağmen, zaten avlamak istediğimiz balık her zaman kıyıya yakın ve besin arayışında olacaktır. Kısmen bulanık ve köpüklü olan su, avlanan balıkla aramızda bir görünmezlik perdesi oluşturarak, av şansımızı arttıracaktır. Yine de görünmez olmaya önem vermeli ve kafa lambası gibi harici aydınlatma araçlarını minimum düzeyde ve gizleyerek kullanmaya özen göstermeliyiz.
Spinning avında, iş boğaz mıntıkasına geldiğinde koşullar oldukça farklılaşmaktadır. Ekipmanların doğası gereği, sert akıntılı sularda avlanmak oldukça zorludur. Bu bakımdan avlanılacak yer, ekipmanları kullanmamıza izin verecek kadar sakin, balıkların daha çok ziyaret edeceği kadar da akıntılı olmalıdır. Boğazdaki akıntı yönü dikkate alındığında, haritayı açıp görebileceğiniz burun noktalarının, akıntının gidiş yönüne bakan kısımlarında oluşan anaforlar en verimli av noktalarıdır. Boğazda kullanacağınız maketler, özellikle derin dalarlı (min 1.5 mt – max 3-4 mt) veya batan tip olursa, dibe yatmış ve pasif olan balıkların avlanması da kolaylaşacaktır. Balıkların aktif olduğu gün doğumu ve gün batımı saatleri haricinde, bu anafor noktaları farklı bir şekilde av verme potansiyeline sahiptir. Av tekniği batan maketlerin, atıştan sonra belli bir süre batırılmasına, ardından çok yavaş sarım ve küçük kamış darbeleri (jerk) ile çekilmesine dayanmaktadır. Bu aksiyon maket balık kıyıya gelene kadar inatla ve aynı ritimle sürdürür. Pasif olan balığı tetiklemek oldukça zordur. Agresif saldırılar yapmaktan ziyade, balığı en kolay avlayabileceği kıyı hattına kadar takip etmeyi tercih edecektir. Oldukça yorucu olabilen bu avlanma şekli neyse ki sabah suyunun başlayıp balığın aktif hale geçmesiyle terk edilebilir.
İstanbul Kıyılarında Genel Balık Avcılığı
Bu başlık altında, yukarıdaki başlıklar haricinde kalan kıyıdan balık avcılığı şekillerini anlatmaya çalışacağız. Genel balık avcılığı, basit bir şekilde 2.00-360m arası hafif, maksimum 100-120gr atarlı bir kamış ve nispeten orta boy veya ufak makinelerle rahatlıkla yapılabilir. Şahsen ben, eski spin takımımdaki 210cm kamışı ve 4000 kalibre spin makinemi keyifle bu iş için kullanıyorum. Bu avcılık disiplininde, nispeten çok açık olmayan mesafelere ağırlıkla çapari, ince kaşık, sıyırtma silikonları, kısa mesafeli yemli takımlar ve kıyıdan şamandıralı takımlar kullanılır. Kullanılan misinaların özellikle ince olması çok önemlidir. Hedef balıklar istavrit, zargana, eşkine, karagöz gibi kıyıya yakın mesafede avlanabilen balıklardır. Aynı takımla lüfer yemli takımı da kullanılabilse de, mesafe ihtiyacı olduğu zaman bu takımın yerini doğal olarak surfcasting takımları almaktadır. Bu disiplinde avlanılacak meraların hiçbir kısıtlaması yoktur. İstanbul da denizi gördüğünüz her yerde bu disiplinle ve malzemelerle avlanabilirsiniz.
İstanbul’da Tekneden Balık Avcılığı
İstanbul’ da tekneden balık avcılığı, çaparilerle, yemli takımlarla ve uzun olta düzenekleriyle yapılır. Çapari ve yemli takımlarla yapılan avcılık tüm sene boyunca devam eder. Hedef balık istavrit, mevsimine göre farklı boylarda lüfer ve palamuttur. Yemli takımlarla, sezonuna göre izmarit, istavrit, lüfer, palamut, eşkine ve karagöz gibi balıklar yakalanabilir. İstanbul’ da uzun oltacılık çoğunlukla lüfer avı üzerine yoğunlaşmıştır, eylül ayı ile beraber başlayıp havalar iyice soğuyuncaya kadar devam eder.